|
|
Die Gaste, SAYI: 13 / Temmuz-Ekim 2010
|
Uzun süreli birlikte öğrenim Hamburg’da başarısızlığa uğradı
Klaus BULLAN Eğitim ve Bilim Sendikası (GEW)
18 Temmuz 2010’da korkular gerçek oldu: Elbe Nehri çevresi semtlerden gelen bir halk inisiyatifi, Siyah-Yeşil hükümetinin gerçekleştirmek istediği, daha uzun süreli birlikte öğrenim için küçük bir adım olan 6 yıllık ilkokulun hayata geçirilmesini durdurmayı başardı. Parlamentoda temsil edilen tüm partilerin –yani Yeşiller, CDU, SPD ve Sol Parti– onayına ve çok sayıda öğretmen, öğrenci ve veli birliklerinin, eğitimbilimcilerin ve sendikaların da bu tür ilkokula desteğini vermesine rağmen yeterli olunamamıştır.
Reform karşıtları nitekim başarılı oldu: Çocuklar bundan sonra da dördüncü sınıftan itibaren ayrılacak. Bu sosyal bakımdan haksız ve pedagojik açıdan hatalıdır. Almanya bu pratiğiyle dünya düzeyinde geniş bir zemin üzerinde tek başına kalmıştır. Hamburg, geriye dönük bir okul politikasından çağdaş bir pedagojiye yönelimin önderliğini yapabilirdi. Ama onun yerine Walter Scheuerl, korku dolu kampanyasıyla istediğini yaptırmıştır. “Biz Öğrenmek İstiyoruz” inisiyatifi sözcüsünün arkasında çok para vardı ve hukuksal işlemlerle bir dizi güvensizlik ve korkuya neden oldu. Ne de olsa para ve sahip oldukları etki aracılığıyla kendi imtiyazlarının garantiye alınması söz konusuydu. Geriye dönük bu inisiyatifin başarı nedenleri elbette çok yönlü bir niteliğe sahip. Uzun süreli birlikte öğrenimden özellikle avantajlar elde edecek olan, sosyal açıdan mağdur şehir bölgelerinde yaşayan toplumun nüfus katmanlarının, oylamaya katılım için yeterli sayıda harekete geçirilmesi başarılamamıştır.
Blankenese, Othmarschen ve Walddörfer gibi “daha iyi” şehir bölgelerinde oylamaya katılım, Rothenburgsort, Billstedt ya da Wilhelmsburg gibi en yoksul bölgelerden iki kat daha yüksekti. Buradaki birçok insan politik katılım ile değişimi gerçekleştirme umutlarını yitirmişken, daha iyi konumdaki sosyal katmanların oy kullanmaları halk inisiyatifi tarafından sağlanabilmiştir.
Birlikte öğrenimin kendi çocuklarının şanslarını azalttığı “söylevi”, bu kesimlerden birçok ailede uygun bir zemin bulabilmiştir. Bunun karşısında ise adil bir okul sistemi için, fırsat eşitliği ve sosyal dengeleme için yapılan girişim, daha başlangıçta –şimdi görüldüğü gibi– kaybedilmiş bir alandı.
Bunun yanı sıra birçok insan, hükümet politikasına duyduğu hoşnutsuzluğu –Elbe Filarmonisi, HSH-Nordbank, bütçe politikası, çocuk yuvası aidatlarının yükseltilmesi, Noel ödeneklerinin kesilmesi– halkoylamasında dile getirmiştir.
Olumlu olan ise şudur: Sendikalardan, partilerden, veli, öğretmen ve öğrenci birliklerinden ve Okulu İyileştirenler Birliği’nde bulunan daha birçok kişinin oluşturduğu binlerce insanın girişimi, okullarda eşitlik tartışmasının artık geri dönüşü olmadığını göstermiştir. Şu veya bu şekilde, tüm çocukların dört yıldan daha uzun bir süre birlikte öğrenmelerinden başka bir yol yoktur. Bunun bu şekilde artık devam edemeyeceğini, son yıllarda yapılan, özellikle Hamburg’daki Pisa araştırmaları göstermiştir.
|
|
|
|