İKİ AYLIK TÜRKÇE GAZETE
DİL VE EĞİTİMİ DESTEKLEMEK İÇİN İNİSİYATİF
(Initiative zur Förderung von Sprache und Bildung e.V.)
ISSN 2194-2668


Die Gaste, SAYI: 33 / Ağustos-Ekim 2014

Casusların
Casusluğunun Casusluğu










    Almanya’nın istihbarat örgütleri, gizli dinlemeler ve casusluk olayları ile derdi bitmiyor. Haziran 2013’te Rusya’ya sığınan eski Amerikan Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA/National Security Agency) çalışanı Edward Snowden’ın, çalıştığı kurumun Başbakanı Merkel’i dinlediğini ifşa etmesiyle başlayan skandallar zinciri yeni bir boyut kazandı ve Almanya’nın haberalma teşkilatı Federal İstihbarat Servisi BND'nin de boş durmadığı ortaya çıktı.
    Der Spiegel dergisinin haberine göre, BND (Bundesnachrichtendienst/Federal İstihbarat Teşkilatı), Geçen aylarda Almanya'nın Türkiye'nin de aralarında olduğu 80 kadar ülkeyi dinlendiği ortaya çıktı. Eski ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve halefi John Kerry'nin de Almanya tarafından dinlenildiği bu haberlerle ortaya çıktı. İddiaya göre belgeler BND içinde CIA için çalışan köstebek Markus R.’nin eline geçti. Markus R., 218 önemli belgeyi ABD gizli servisine verdi. Köstebek olduğu anlaşılan 31 yaşındaki Markus R. Temmuz ayında tutuklandı. Almanya'ya dair iddiaların ortaya çıkmasında ABD'nin elindeki bilgileri Alman Merkel Hükümeti'yle yaşadığı krize karşılık basına sızdırdığı yorumları yapıldı.
    Haberlere göre, BND, 2009 yılında NATO müttefiki Türkiye'yi “takip edilmesi gereken hedef” ilan etmiş ve çok sayıda resmi birimi gözetim altına alarak, izlemiş ve dinlemiş.
    Der Spiegel’deki haberde Türkiye’deki istihbarat faaliyetlerin yoğunlaştırılmasının arkasında Alman hükümetinin 2009 yılında aldığı bir kararın olduğu bilgisi de bulunuyor. Sabah
    Yazıda söz konusu talimatın halen geçerli olduğu belirtiliyor; bu Alman istihbaratının Türkiye’deki faaliyetlerinin sürdüğü anlamına geliyor.
    Dinlemeyi kabul eden hükümet çevreleri, “Dinledik çünkü” diye başlayan cümlelerle gerekçelerini sıralarken, kanlı terör örgütü Irak Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) AKP Hükümeti’nin sağladığı iddia edilen destek ve Tayyip Erdoğan’ın güvenilmezliğinin dinlemenin baş gerekçeleri olduğu kaydedildi.
   
    GAZETELER
   
    Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi (FAZ) Almanya hükümetinin Federal İstihbarat Teşkilatı’nın Türkiye’ye yönelik istihbarat faaliyetleri için görevlendirilmiş olduğunu doğruladığını yazdı.
    Gazete, Alman hükümetinin Türkiye’yi diğer NATO müttefikleri ABD, Fransa ya da İngiltere’den farklı gördüğünü belirtti. Alman hükümet kaynaklarının Türkiye’de yaşanan gelişmelerin doğrudan Almanya’nın iç güvenliğine etkide bulunduğunu vurguladıklarını yazdı.
    Die Welt gazetesi ise Almanya’nın Türkiye ile olan ilişkilerini şöyle değerlendirdi: “Türkiye vakasında itiraf etmeliyiz ki Avrupa Birliği’ne alınmak için mücadele eden bir NATO ortağı, yakın bir dost olmak zorunda değil. Barış bedava değil ve Almanya gibi barışçıl bir ülkenin de kendi gizli servislerinin, kişisel ahlak tasavvuruna her zaman denk düşmeyen bazı yollara başvurması gerek. Bizim istihbarat servisimizin işi de zaten bu.”
    Mitteldeutsche Zeitung gazetesi ise durumu Başbakan Merkel’in NSA tarafından dinlenmesi ile karşılaştılarak, "Her ne kadar Türkiye bir NATO müttefiki olsa da tam olarak güvenilemeyen bir hükümet var" dedi.
    Focus dergisi, “BND 1976 yılından beri Türkiye'yi dinliyor” iddiasında bulundu.
   
    BEN DİNLEDİM, AMA O DA DİNLEDİ
    Hürriyet
    Daha Almanya’nın Türkiye’yi dinlediği haberleri tartışılırken Türkiye'yi dinleme iddialarına bir yenisi eklendi. Der Spiegel sadece Almanya'nın değil, ABD ve İngiltere'nin de Türkiye'yi dinlediğini öne sürdü.
    Der Spiegel, Amerikan istihbarat servisi NSA'nın Ankara ve İstanbul'da kurduğu gizli birimler aracılığıyla Türkiye'de dinleme faaliyetlerinde bulunduğunu bildirirken, NSA'nın gizli belgelerinde, Türkiye'nin hem müttefik hem de hedef ülke olduğu, NSA tarafından en yoğun izlenen ülkeler arasında Türkiye'nin de bulunduğu belirtildi.
    Der Spiegel, NSA eski çalışanı Edward Snowden'in sızdırdığı gizli belgelerin Türkiye ile ilgili bazı bölümlerini yayımladı.
    "İkili oyun" başlıklı haberde, NSA'nın bir yandan NATO çerçevesinde ve PKK ile mücadelede Türkiye ile işbirliği yaptığı, diğer yandan Türkiye'de hükümeti, orduyu, istihbaratçıları, bakanlıkları ve enerji şirketlerini dinlediği öne sürüldü.
    NSA'nın gizli belgelerinde, Türkiye'den hem partner hem hedef ülke olarak söz edildiği belirtildi.
    NSA'nın resmi irtibat ofisi olan SUSLAT'ın Ankara'da faaliyet gösterdiği, bunun dışında NSA'nın gizli dinleme birimlerinin de bulunduğu kaydedildi. Snowden'in sızdırdığı belgelerde Türkiye'nin, NSA tarafından en yoğun izlenen ülkeler arasında bulunduğu vurgulandı.
    Amerikan yönetiminin, NSA'ya, Türkiye'deki "siyasi liderlerin amaçlarının" öğrenilmesi ve 18 konuda istihbarat toplanması için izleme ve dinleme talimatı verdiği de öne sürüldü.
    NSA'ya yönetim tarafından verilen "Ulusal İstihbarat Öncelikleri Çerçevesi"nde Türkiye'nin öncelikli izlenen ülkeler arasında yer aldığı, Türkiye'nin bulunduğu grup içinde, Küba ve Venezüella'nın da bulunduğu belirtildi.
    Amerikan istihbaratının faaliyetlerini, İngiliz istihbarat birimi GCHQ ile yakın işbirliği içinde yürüttüğü ve bilgilerin kaydedildiği ifade edildi. GCHQ'nun özellikle Türk siyaseti ve enerji sektörü hakkında istihbarat toplamaya çalıştığı vurgulandı.
    Snowden'ın sızdırdığı belgelerin Türkiye ile ilgili bölümlerinin ilk kez yayımlandığı haberde "Türkiye'deki hükümetin amaçlarını öğrenmek isteyen yalnızca Alman istihbaratı değil" yorumunun yapılması dikkati çekti.
   
    ALMAN POLİTİKACILARI
   
    Türkiye ile ilgili tartışmayı değerlendiren Yeşiller Partisi'nden Jürgen Trittin, "istihbarat çalışması söz konusu olunca gereksiz hassasiyete kapılınmaması" çağrısında bulundu. Trittin, Berliner Zeitung gazetesinde yer alan açıklamasında, "kendi kurumlarımızca sağlanacak daha fazla istihbarat ve daha iyi bir istihbarata karşı koyma teşkilâtı" talep etti.
    CDU Federal Meclis Grubu Başkan Vekili ve Federal Meclis İçişleri Komisyonu Başkanı Wolfgang Bosbach da "Türkiye'deki muhtemel BND etkinliklerini anlayışla karşıladığını" söyledi. Kölner Stadt-Anzeiger gazetesinin sorularını yanıtlayan Bosbach, "Türkiye'deki BND faaliyetlerinde kuşkusuz haklı nedenler etkili olmuştur" dedi. Bosbach, "Almanya'da faaliyetleri yasak olan PKK, aşırı sol ve sağcı Türk örgütler, uyuşturucu ve insan kaçakçılığının bilinen sorunlar arasında olduğunu" söyledi.
    Sol Parti Meclis Grup Başkanı Gregor Gysi ise BND’nin aklını kaçırdığı görüşünde: “Türkiye sonuçta bir NATO müttefiki. Türkiye ve Erdoğan’a sert eleştirilerde bulunuyorum. Örneğin IŞİD teröristlerini sınırdan kolayca geçirttikleri için. Ama bu karşılıklı casusluk için gerekçe değil. Yani gerçekten de düşünemiyorum bile. Gerçekten de istihbarat dünyası aklını kaçırmış.”
    Der Tagesspiegel gazetesine konuşan Sol Parti’nin Eşbaşkanı Katja Kipping, “BND’nin müttefik ülkelerin hükümet üyelerini dinlediğini Almanya hükümeti ne zamandan bu yana biliyordu, özelikle bunu öğrenmek istiyoruz. BND devlet içinde devlet gibi” ifadelerini kullandı.
   
    BİR DİNLEYENİN YORUMU
   
    Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasından sonra Bolu'ya düz savcı olarak atanan Savcı Zekeriya Öz, Almanya'nın Türkiye'yi dinlemesine ilginç açıklamalarda bulundu.
    "Son günlerde çıkan Almanya'nın dinlemesi 17-25 Aralık'a Türkiye'nin öğrendiği yolsuzlukları, bu ülkelerin önceden bildiklerini göstermektedir. Bu dinlemelerde ele geçen ve dünyada sansasyon yapacak bilgiler, Türkiye'nin bölünme sürecine sürüklendiği ihtimalini ortaya çıkarmaktadır. "
   
    BÜYÜĞÜMÜZDÜR DİNLER!
   
    Bu dinleme olaylarına ilişkin Tayyip Erdoğan’ın yorumu ise şöyle oldu: “Dünyada istihbaratı güçlü olan ülkelerin farklı ülkeleri dinlememe gibi bir durumu olamaz. Bu konuda neyi nasıl yaptıkları ve nasıl deşifre ettikleri önemli.” (31 ağustos)