İKİ AYLIK TÜRKÇE GAZETE
DİL VE EĞİTİMİ DESTEKLEMEK İÇİN İNİSİYATİF
(Initiative zur Förderung von Sprache und Bildung e.V.)
ISSN 2194-2668


Die Gaste, SAYI: 37 / Mayıs-Temmuz 2015

HDP
Ne İstiyor?


Selahattin DEMİRTAŞ
(HDP Eş Genel Başkanı)




Selahattin Demirtaş
    Türkiye’de merkezi otoriter devlet ve sermayenin tahakkümü, yaşamımızın her noktasına nüfuz ederek özgürlük alanlarımızı daraltıyor ve yaşamımızı alt üst ediyor. Bu tahakküm insanlık onurumuza, kimliklerimize, dilimize, varlığımıza ve yaşam alanlarımıza müdahale ederek bizleri nesneleştiriyor. Kâr hırsıyla, en ilkel çalışma koşullarını bizlere dayatarak emeğimizi sömüren bu yapı, daha fazla sermaye için yaşamımıza dahi kastediyor. HES’lerle, nükleer santrallerle doğamızı, geleceğimizi yok ediyor.
    İşte bizlere dayatılan, insanı ve doğayı yok eden bu tekçi, merkezi, asimilasyonist, ırkçı ve güvenlikçi iktidar pratiği karşısında halkların iktidarını kurabilmek için 7 Haziran seçimleri tarihi bir önem arz ediyor.
    Bu tarihi sorumluluğun farkında olan bizler, bu seçimlerin ne kadar önemli olduğunun bilinciyle; işçi, emekçi, kadın, erkek, Türk, Kürt, Çerkez, Laz, Ermeni, Alevi, Sünni ve bütün ezilenler, radikal demokrasi mücadelesi vermek ve yeni yaşamı birlikte inşa etmek için bir araya geldik.
    Radikal demokrasi anlayışımız, halkın kendi yaşamı üzerinde örgütlü bir güç olarak gerçek iktidar haline gelebilmesini hedefliyor. Toplumun güçlenmesini; eşitlik, özgürlük ve eşit yurttaşlığın temeli olarak görüyor. Toplumu, üretim ve çalışma koşulları üzerinde söz ve karar sahibi yapmayı amaçlıyor.
    Bu temelde yıllardır mücadelesini vermiş olduğumuz; ezilenlerin güçlendirilmesi, işsizliğin ve yoksulluğun sona erdirilmesi, işçinin, memurun grev ve örgütlenme hakkının tanınması, bütün kimliklerin ve kültürlerin demokratik özerklik anlayışı içinde kendilerini var etmesi, kadın eşitlik ve özgürlük mücadelesinin güçlendirilmesi, ekolojinin korunması, sosyal hakların genişletilmesi, kamusal eğitim ve sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması hususları seçim programımızın gövdesini oluşturuyor.
    Tüm bunların gerçekleştirilmesinin yolu da demokratik, sivil bir anayasadan geçiyor. Tek millet, tek mezhep anlayışı ile oluşturulmuş, insanı değil devleti merkeze alan, ezilen halkları, sınıfları, inançları, dilleri yok sayan ve doğanın yağmalanmasına izin veren; ülkenin özgürleşmesine, gelişmesine ve zenginleşmesine engel olan bu darbe anayasasının kaldırılması gerekmektedir. Halkların ihtiyaçlarına cevap verecek, eşitlikçi, demokratik, sosyal, cinsiyet özgürlükçü, ekolojik bir anayasaya ihtiyaç vardır. Bu çerçevede öngördüğümüz anayasa; eşit yurttaşlık temelinde din, inanç ve vicdan özgürlüğü ile ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel, bütün temel hak ve özgürlükleri güvenceye kavuşturan, doğal varlıkların ve hayvanların korunmasını da esas alan bir anayasadır.
    Ortaya koyduğumuz bu evrensel ilkeleri sadece Türkiye sınırları içinde yaşayan yurttaşlarımız için değil, yurt dışında farklı ülkelerde yaşayan yurttaşlarımız için de savunmaktayız. Türkiye’de yaşayan halkların karşı karşıya kaldıkları yok sayma, asimilasyon uygulamalarına, Avrupa’da yaşayan birçok halkın da maruz kaldığını izlemekteyiz. Bu uygulamalardan Türkiyeli göçmenler de doğrudan etkilenmektedir. Türkiyeli göçmenler de sistematik veya dolaylı yollardan asimilasyona tabi tutulmakta, ırkçı saldırılar ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Dillerini, kültürlerini, kimliklerini özgür ve eşit bir şekilde yaşama noktasında hala ciddi sıkıntılar bulunmaktadır. Örneğin Avrupa’da birçok ülkede anadilinde eğitim olanaklarının tam anlamıyla sağlanmaması nedeniyle dillerini kendilerinden sonraki kuşaklara aktaramamakta, inançlarını özgürce yaşayamamaktadırlar.
    Bu çerçevede biz HDP olarak, yurttaşlarımızın yaşadığı başta Almanya, Fransa, Avusturya gibi Batı Avrupa ülkelerinde, kültürel kimliklerinin kaybolmaması için gerekli destekleri sağlayacak, anadilde eğitimi destekleyecek projeleri geliştireceğiz. Farklı inanç ve mezheplere sahip yurttaşlarımızın inançlarını özgürce yaşayabilecekleri yaşam alanlarının ve mekânların oluşmasına katkı sunacağız.
    Seçim beyannamemizde de üzerinde önemle durduğumuz, yabancı düşmanlığı ve İslamofobi ile mücadele etmek için yurt dışında bizlerle aynı düşüncelere sahip hükümetlerle, siyasi partilerle, sivil toplum kuruluşlarıyla ve doğrudan bu mücadelelerin içinde ezilen haksızlığa uğrayan tüm halklarla işbirlikleri kuracağız. İnsanların inançları nedeniyle ayrımcılığa uğramasına karşı uluslararası yasaların daha da etkin olması için çaba sarf edeceğiz. Tüm bu nefret suçlarının uluslararası ve yerel hukukta somut bir suç olarak kabul edilmesi için HDP olarak tüm imkânlarımızı kullanmaya devam edeceğiz.
    Ayrıca bu seçimlerde yurt dışında yaşayan yurttaşlarımızdan da çok sayıda milletvekili adayımız var. Bu arkadaşlarımızın bir kısmı Avrupa Parlamentosu’nda, bir kısmı da Avrupa ülkelerinin parlamentolarında milletvekilliği yapmıştır. Bu adaylarımız aynı zamanda birer göçmen olarak Avrupa’da göçmenlerin yaşadıkları sorunlarla ilgili yıllarca mücadele yürütmüşlerdir. Göçmenlerin sorunlarına ilişkin yürüteceğimiz mücadele doğrudan bu arkadaşlarımız öncülüğünde devam edecektir. Aynı zamanda bu arkadaşlarımız Avrupa’daki insan hakları ve evrensel hukuk normlarının ülkemiz parlamentosuna taşınmasında ve yurt dışındaki Türkiyelilerin ülke siyasetinde söz sahibi olmalarında büyük bir rol oynayacaklardır.
    Avrupa’da yaşayan halklarımızın bireysel ya da toplumsal olarak hayatını olumsuz etkileyen birçok unsurun bilincindeyiz. Her şeyden önce kendi ülkelerinin konsolosluklarında yaygın olarak karşılaştıkları tepeden bakan anlayışı ve muameleyi ortadan kaldırmak; askerlik, pasaport, emeklilik ve sürücü ehliyeti edinimi gibi iş ve işlemlerde yaşanan olumsuzlukları insanlarımızın istek ve talepleri doğrultusunda çözme konusunda maksimum çabayı harcayacağımızın bilinmesini isteriz. Kendi ülkelerinin temsilciliklerine gitmeye korkar hale getirilen insanlarımızı hak etmedikleri bu muameleden kurtaracağız.
    Tespit ettiğimiz sorunları, parti olarak dahil olduğumuz yapılar ve yaptığımız görüşmeler aracılığıyla gündeme getirmek, çözüm bulunmasını sağlamak noktasında tüm gayreti göstereceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın.
    Tüm ilkelerimizin yaşama geçmesi ve parlamento da temsil edilebilmesi için öncelikle cunta yönetiminin ürünü olan yüzde 10 barajını geçmemiz gerekiyor. Bizler bu barajı geçip parlamentoda halkların sesi olacağımıza inanıyoruz. Şu hususun üzerinde önemle durmak istiyorum ki barajın aşılmasında yurt dışından gelen oylar çok etkili olacak. Umut ediyorum ki bu tarihi dönemde yurt dışında yaşayan, ortaya koyduğumuz bu ilkelere inanan, partimizin sunduğu kardeşlik projesine gönül vermiş yurttaşlarımız sandığa gidip oylarını kullanacaklar. Türküyle, Kürdü, Arabı, Çerkezi, Lazı, Boşnağı, Alevisi, Sünnisi, Hristiyanıyla bütün ezilenlerin umudu haline gelmiş partimiz bu sandıklardan birinci parti olarak çıkacak. Halkların yeni yaşamı birlikte inşa etme arzusu ve büyük insanlık çağrımız bu seçimin kazananı olacaktır.



HDP Afiş