|
|
Die Gaste, SAYI: 5 / Ocak-Şubat 2009
|
Nereden Çıktı Bu Tiyatro ‘ATG’?
ATG/Ergun TEPECİK
Başlık tümcesini komik bulabilirsiniz, ama bu yazıyı okuduktan sonra bizdeki tiyatro olgusunun ciddiyetini hemen kavrayacaksınız.
Göttingen Alternatif Tiyatrosu (ATG e.V.), 1991 yılında, Göttingen ve çevresinin ilk ve tek amatör Türk tiyatrosu olarak doğup, zamanla çok kültürlü bir yapıya bürünmüştür. Burada değişik kültürden insanlar bir araya geliyor ve tiyatro oyunları sahneliyorlar.
1992 yılında, “Junges Theater” gibi ciddi bir tiyatroda ilk uzun oyununu (Adaleti Arayan Adam /Ergün Tepecik) sahneleyen ATG’nin oyuncuları ilk ve ikinci kuşak Türklerden oluşuyordu. Yaşamında hiç tiyatroya gitmemiş insanlar, yani işçi aile babaları ilk kez tiyatro sahnesindeydiler. Oyun Türkçeydi. Buna karşın ikiyüz kişiye yakın seyircinin yarısı Almandı. Ama, bundan sonraki tüm oyunlar Almanca olarak sahnelendi.
Değişik kültürden emekçilerin yaşadığı bir ülkede mültikültürel tiyatronun işlevi nedir? Yönetmeliğinde kültür, eğitim, sanat ve politik etkinliklere açık olan ATG ne üretti, ne üretiyor?
Herşeyden önce ATG’nin alışılagelmiş amatör veya profesyonel tiyatrolarla karşılaştırılmaması gerekiyor. Oyunları profesyonelce sahneye aktardığımızı da savlamıyoruz ya da profesyonel oyuncular yetiştirmek gibi bir hedefimiz yok. Buna karşın, içimizden profesyonel Alman tiyatro okulunu bitiren ve şimde İstanbul’da Türk dizilerinde oynayan (Orhan Kılıç), Alman dizilerine senaryo yazan (Arzu Özer), RTL televizyonu kamera ardında görev alan (Vedat Arın) gibi gençler çıktı. Bizdeki tiyatro çalışmalarının temeli karşılıklı öğrenmek ilkesine dayanır. ATG’nin değişik kültürden insanlar yapısı altında, insanlara buluşma ortamı yaratmak, bilgi birikimlerinden yararlanmak ve bilgi değişimini sağlamak doğrultusunda çalışmalar yapılır. Özellikle gençler, diğer kültürleri tanımakla kalmıyor, onlarla birlikte öğreniyorlar.
Tiyatro, toplum önünde karşılıklı konuşmaktır. Almanlar ve değişik kültürden insanlarla bağlantı kurmak ve dayanışmaya hazır olmak tiyatromuzun temel ilkelerindendir. Başka önemli bir noktada kendi öz kültürümüzü iyi tanımak ve kültürümüz üzerinde araştırma yapıp bunu topluma yansıtmaktır. Bize gelen Türk gençlerinin birçoğu öz kültürleriyle ancak izin aylarında Türkiye’ye gittiklerinde karşılaşıyorlar. Bunlardan bir kesimi Türkçeyi doğru dürüst konuşamıyorlar. İşte bu noktada biz tiyatro aracılığıyla dilimizi, yazınımızı, sanat ve kültürümüzü tanıtıp karşılıklı konuşmaya ve tartışmaya olanak sağlıyoruz.
Tiyatro oyunlarının içeriği, başta ATG’nin kurucusu, oyun yazarı ve yönetmeni Ergün Tepecik olmak üzere dernek üyelerinin düşünsel katkılarıyla belirgenleşiyor. Belirli bir toplumsal anlaşmazlığı veya toplumsal sorunların odak noktasını kamu oyunun dikkatine sunmak çok önemlidir. Çünkü, çoğu zaman Almanların Almanlarla oturup yabancılar sorunlarını tartışarak verimsiz çözüm projeleri ürettikleri gözlemleniyor. İşte bunun yanlışlığını gören bizler, onlardan başka türlü eylem sergiliyoruz. Sorunlarımızı kendimiz ele alıp, bunların üzerinde tartışarak düşünce üretiyor ve bunları tiyatro oyunu tarzında kamu oyuna aktarıyoruz. Çoğu kez, gülmece öğelerini kullanıp, gülerken düşünüyor, düşünürken gülüyoruz...
Türk Yatak Odasında Alman Bürokrasisi - 2005 (Foto: Vedat Arın, Ebru Tepecik ve Meltem Koç)
Bir memleketin eleştirisi bir bakıma o ülke insanlarının uyguladıkları kural ve davranış biçimlerini içermektedir. Değişik kültürden insanları, ne konuksever iyi komşular olarak algılamak, ne onların enfes yemeklerine veya egzotik danslarına hayran olmak, ne de on-ları baskı altında tutulan, dışlanmış zavallı kurbanlar olarak göstermek yabancılar sorununu çözümlemiyor. Önemli olan, bu değişik kültürden gelen insanları geldikleri ayrı ekonomik ve sosyal düzene göre değerlendirmektir. Bu insanların da aynı Almanlar gibi değişik kökenli sorunlarının olduğunu, ve bu insanların Alman toplumunda kendi ilgi alanlarına giren demokratik haklarının ciddiye alınmasının zorunlu olduğunu görebilmek önemlidir.
İşte, bir iletişim aracı olarak kullandığımız tiyatro, bu insanların ilgi alanlarını, içinde bulundukları yaşam koşullarını ve toplumsal anlaşmazlıklarını kamu oyuna yansıtmak üzerinde düşünmeye zorluyor.
Yöntem olarak tuttuğumuz yol, büyük politikalar üretmek yerine, tabandan gelişen kü-çük adımlarla yolumuzda ilerlemektir. Yani “Tabandan gelişen uğraş” bizim parolamızdır. Tiyatro oyunlarıyla insanlara bulundukları ortamda –çevremizdeki komşulara, iş arkadaşlarına, öğretmenlere vs.– erişmeye çaba gösteriyor ve bunu başardığımızı sanıyoruz.
Hedefimiz birlikte öğrenmektir. Belirlenen bu hedef, Berlin hükümetinin tepeden inme yabancılar politikası ve entegre anlayışından daha etkili ve başarılı oluyor.
Bilgi için e-posta adresi: alternatives.theater@arcor.de
www.a-t-g.de/ Tel.: 0551 3816126
|
|
|
| |