|
|
Die Gaste, SAYI: 5 / Ocak-Şubat 2009
|
Berlin’de TİYATROM
Yekta ARMAN
TİYATROM, 1984 Ekim‘inden bu yana (2009 yılı yirmibeşinci kuruluş yılımızdır) Berlin Kültür Senatörlüğü’nün mali desteğini alarak sanatsal etkinliklerini 2008 yılının Ocak ayına kadar sürdürmüştür. 2008 Ocak ayından itibaren almış olduğu mali destek herhangi bir uyarı yapılmadan kesilmiş ve neden olarak “Berlin kültür ve sanat politikasına uymamakla ve çağdışı kalmakla suçlanmıştır”. Bunun üzerine yapılan itiraz sonuçsuz kalmış ve TİYATROM’a ayrılan bütçenin Ballhaus Naunynstr’ye aktarıldığı belirtilmiştir. TİYATROM Bir yıldır (Ocak 2008- Ocak 2009) kendi imkanları ile ayakta kalma savaşını çok zor şartlarda sürdürmektedir.
Türklerin en yoğun olduğu Avrupa kenti Berlin‘de çeşitli kültürel etkinliklerin yanında TİYATROM bu güne kadar sergilediği tiyatro ürünü ve düzenlediği söyleşi, müzik, edebiyat geceleriyle Berlinli sanatseverlerin gönlünde ayrı bir yer tutmasını başarmıştır.
Profesyonel tiyatro anlayışı içinde çalışmalarını yürüten TİYATROM, bir yandan Türkçe´ nin güzelliğini çağdaş sanat kavramı içinde yoğurup yetişkinlere ve çocuklara iletmeyi, diğer yandan da profesyonelliği ve sürekliliği geliştirerek seyircilerin karşısına düzenli bir programla çıkmayı amaçlamıştır. Tiyatro bir sanat türü olmakla beraber, aynı zamanda toplumlar arası ilişkilerde politik, sosyal ve eğitsel bir köprü görevini de üstlenmelidir. Bunun bilincinde olan bir tiyatro, burada yaşayan Türk topluluğunun gerek kendi içindeki, gerekse Alman çevresiyle olan ilişkilerinde ortaya çıkan sorunlara da ayna olma görevini yerine getirebilmelidir. Berlin´de yaşayan üçyüzbin yabancının örnek bir sanat kurumu olarak gösterdiği Tiyatrom, gerektiğinde oyunlarını Almanca da sergileyerek, Alman ve diğer yabancı seyirciyi aynı çatı altına çekmeyi başarmış, toplumlar arası kültür alışverişinde gerçekten etkin bir köprü görevini de bilinçli bir sorumluluk duygusuyla üstlenmiştir.
1994 yılı Mart ayında UNESCO’-nun, başarılı çalışmalarından dolayı Tİ-YATROM’u ödüllendirmesi, bizler için ayrıca bir övünç kaynağıdır.
Ayrıca TİYATROM’da 120 genç düzenli olarak uygulamalı tiyatro eğitimi almaktadır. Gençlere sunduğumuz diğer sanatsal çalışmalar, halk dansları ve modern danstan örnekler. Yine çocuklar ve gençler için çok sesli çocuk korosunda şuan 20 çocuğumuz ders almaktadır.
TİYATROM ayrıca Tusch projesinde Kurt-Löwenstein Schule ile 1 yıldır ve Halk Yüksek Okulları bünyesinde gençlerle ilgili 4 projede de çalışmalarını sürdürmektedir. (Senat für Schulwesen, Senat für Bildung und Kultur)
Yetişkin oyunlarının yanında tiyatromuzda düzenli olarak çocuk oyunları da sergilenmektedir. Büyük ilgi gören çocuk oyunlarıyla, TİYATROM bir bakıma geleceğin büyük seyircilerini de yetiştirmektedir.
Sunduğumuz etkinlikler :
Oyunlar: Sahne bir dilin en iyi ve en güzel kullanılması gereken bir yer olduğu için, dilimizi yaşatmak,unutturmamak ve bizden sonraki kuşaklara aktarabilmek için hazırladığımız oyunları Türkçe sunuyoruz.
Çocuklar için hazırladığımız oyunları onların kendi günlük hayatlarında da olduğu gibi iki dilli sunuyoruzç(Türkçe Almanca) Iki dilli paralel kullanarak hem kendi kültürlerini, hemde içinde yaşadığı toplumun kültürünü öğrenmelerine olanak tanımaya çalışıyoruz.
Gençlik oyunlarının sergilenmesinde kullandığımız dil Almanca veya Türkçe oluyor.
Bu seçilen ve işlenen temanın konumuna göre belirleniyor.
Örneğin: Genel anlamda gençlerin içinde bulunduğu veya karşılaştığı bir sorunu orta dereceli okullara sunmak istiyorsak, bütün gençleleri kucaklayabilme adına ortak dil Almancayı seçiyoruz.
Ayrıca TİYATROM, oyun düzeninin elverdiği ölçüde Berlin ve Berlin dışında çalışmalarını sürdüren Profesyonel / Amatör / Gençlik ve Okul Tiyatro Gruplarının yapmış olduğu çalışmaları sergileyebilmesi için onlara sahnesini sunarak olanak tanımaktadır.
Tiyatrom olarak Almanya genelinde çalışmalarını sürdüren diğer tiyatro ve sanat kuruluşlarının birlikte hareket etmesini sağlayacak, çeşitli konularda bilgi alış-verişinde bulunabileceği, platfomlar hazırlamak ve birlikte üretebilecek etkinlikler için, bir bilgi ağı kurulmasını istiyoruz.
Die Gaste`nin böyle bir işlevi üstlenebileceğini ve en güzel ve faydalı bir biçimde organize edeceğine inanıyorum.
Göç olgusunun 50. yılına yaklaştığımız şu günlerde Almanya’da bu bir ilk olabilir. Ayrıca elimizde öyle çok material varki kullanmassak çok yazık olur.
|
|
|
| |