|
10. Sayı / Ocak-Şubat 2010 |
Die Gaste
İKİ AYLIK TÜRKÇE GAZETE
ISSN 2194-2668
DİL VE EĞİTİMİ DESTEKLEMEK İÇİN İNİSİYATİF
Yayın Sorumlusu (ViSdP): Engin Kunter
diegaste@yahoo.com
|
Ne İstiyorlar?
Kasım-Aralık ayları boyunca Alman yüksek okullarındaki ders programının başında “boykot” dersi yer aldı. Almanca “öğrenci grevi” olarak adlandırılan “boykot”, bir bakıma 2008 sonbahar öğrenci eylemlerinin bir devamı niteliğinde. 2008 sonbahar eylemlerine 125 bin öğrenci katılırken, 2009 sonbahar eylemlerine katılan öğrenci sayısı 275 bini aştı.
Almanya ve Avusturya’da süregiden eylemlerde öğrenciler, “Bologna süreci” adı verilen AB eğitim sistemi “reformu”nun uygulamasını protesto ediyorlar.
19 Haziran 1999’da AB’nin 29 eğitim bakanı eğitim sisteminin reformu üzerine görüşmeler yapmak için İtalya’daki Bologna’da bir araya geldi. Amaç, tek tek ülkelerin üniversite eğitimlerinin yapılandırılmalarının ve mezuniyetlerinin birbirlerine eşitlenmeleriydi. Bu sayede öğrencilerin Avrupa içinde ve Amerika’da birbirleriyle eşleştirilebilirlikleri kolaylaştırılacaktı. Bologna anlaşmasına göre, eğitim, daha fazla piyasaların gereksinmelerini karşılamayı esas alacak ve bu gereksinmeler üniversite eğitiminin süresi kısaltılarak daha kolayca karşılanabilecekti.
Bu amaçla, Almanya’da, bir yandan liseler 13 yıldan 12 yıla indirilirken, diğer yandan da üniversiteler, ABD üniversite sistemine uygun olarak “Bachelor” sistemine uyarlandı. Böylece “klasik” üniversite eğitimi “piyasa için eğitim” modeline dönüştürüldü. Artık üniversiteler, her alanda geniş ve derinlemesine bilginin öğrenildiği, araştırıldığı eğitim kurumu olmaktan çıkartılıyor, sıradan “meslek eğitimi”ni esas alan bir “meslek yüksek okulu”na dö-nüştürülüyor. Ancak klasik meslek yüksek okullarından (Fachhochschule/FH) daha alt düzeyde eğitim ve diploma veren bir alt meslek yüksek okulu düzeyine.
Eskisi gibi öğrenciler sekiz sömestr (dört yıl) eğitim ve mezuniyette yüksek lisans (master) diploması yerine, altı sömestr eğitim ve “bacholer” denilen, ancak lisans düzeyinin altında yer alan, bir bakıma “ön lisans” denilebilecek bir diploma alacaklardır. Bu diploma sahibi öğrenci, sadece adı üniversite olan “mektep”e devam etmek isterse, dört sömestr daha okuyarak, yani toplam on sömestr okuyarak “master” diploması alabilecektir. Böylece bugüne kadar sekiz sömestr üzerinden “master” diploması alan gerçek bir üniversite öğrencisi, şimdi “piyasa” tarafından belirlenen bir ders programına göre önce “bach-oler” diploması alabilecek, ama “master” diploması almak isterse toplam on sömestr okuması gerekecektir. Amaç açıktır: Piyasa için eğitim!
Bu öylesine açık bir gelişmedir ki, Würzburg meslek yüksek okulunun eski Z02 anfisinin adının Aldi Süd-Anfisi olarak değiştirilmiş ve Nürnberg Üniversitesi’ne yapılan 130.000 euroluk bağış sayesinde, bir EasyCredit anfisi oluşturulmuştur.
Açıktır ki, böylesine ikili, yani kısa ve uzatılmış iki ayrı üniversite eğitiminde, bir yandan üniversitelerin “üretim kapasitesi” artırılarak üç yılda mezun verebilir hale getirilirken, diğer yandan eskisi gibi üniversite eğitimi görmek isteyenler daha uzun eğitim görmek ve daha büyük masraflar yapmak zorunda kalacaklardır.
Yine de on sömestrlik üniversite eğitimi, sadece “teorik” olarak tüm öğrencilere sunulmuş bir hizmettir. Ama pratikte durum farklıdır. Tüm öğrencilerin master eğitimine devam etmesi olanaklı değildir, çünkü kontenjan kısıtlıdır. Ve tam da burada, yine sapla saman birbirine karışır. Bu noktada, master eğitimi için öğrenci seçme ölçütü, ya not ortalaması, ya da öğrencinin eğitim masraflarını karşılayabilme gücüne göre belirlenmektedir. Master eğitimi, özellikle üniversite harçlarını yükseltmek için çok uygun bir yöntemdir, çünkü master eğitimine devam etmek isteyen öğrenci, bu eğitimin ek masraflarını karşılayabilecek bir gelire sahip olması gerekir. Bu da, açık biçimde “elit üniversite” oluşturulmasının dolaylı bir yoludur.
İşte bu gelişme karşısında, amiyane deyimle “sokağa dökülen” üniversite öğrencileri, “herkes için eşit eğitim” talebinde bulunmaktadırlar. Bu talepleri, aynı zamanda Almanya’nın üçlü eğitim sisteminin kaldırılması talebini de içermektedir.
|
|
|