Die Gaste
İKİ AYLIK TÜRKÇE GAZETE
ISSN 2194-2668
DİL VE EĞİTİMİ DESTEKLEMEK İÇİN İNİSİYATİF
(Initiative zur Förderung von Sprache und Bildung e.V.)


  • SONRAKİ YAZI
  • ÖNCEKİ YAZI
    1. Sayı / Mayıs 2008



    Die Gaste 1. Sayı / Mayıs 2008

     
     

    Die Gaste

    İKİ AYLIK TÜRKÇE GAZETE

    ISSN 2194-2668

    DİL VE EĞİTİMİ DESTEKLEMEK İÇİN
    İNİSİYATİF

    Yayın Sorumlusu (ViSdP):
    Engin Kunter


    diegaste@yahoo.com

    Almanya'da
    Entegrasyon ve Asimilasyon Tartışmaları

    Die Gaste 1. Sayı / Mayıs 2008


        “Uyumun en sorunsuz şekli asimilasyondur, ancak devlet bunu zorla yapamaz. Başarılı bir uyum için asgari şart, yabancıların Almanca öğrenmeleridir.”
    (Otto Schily, Die Welt)

     
        “Almanya’daki Türklerin hemen hemen yarısı boş zamanlarında Türkçe konuşmaktadır, bu ise küçük İstanbul’un olumsuz tarafıdır.”
    (Konrad Adenauer Vakfı Genel Sekreteri Wilhelm Staudacher, 2004)


        “En iyi entegrasyon asilimasyondur” (Otto Schily, Süddeutsch Zeitung, Temmuz 2002.)
        “Uyumun en sorunsuz şekli asimilasyondur, ancak devlet bunu zorla yapamaz. Başarılı bir uyum için asgari şart, yabancıların Almanca öğrenmeleridir” (Otto Schily, Die Welt.)
        “Almanya’da, kendi dillerinde cadde ve ilçe tabelalarına sahip olan yeni bir Müslüman azınlığın ortaya çıkmasını önlemeliyiz” (Otto Schily, Die Welt.)
        “Asimilasyon bildiğiniz gibi insanların kendi öz kültürlerini açıkça inkar etmeleri anlamına gelir. Hiç kimse şimdiye kadar bunu talep etmemiştir. Benim için uyum, Alman öncü kültürünü, yani Hıristiyanlık geleneğini, hümanizm ve aydınlanma ile Alman Anayasasını bilinçli bir şekilde kültürünü ve kimliğini, kökenini inkar etmeye gerek duymadan kabul etmektir.” (Bevyera Eyaleti Başbakanı Günther Beckstein)
        “Maalesef bazı ikinci ya da üçüncü kuşak çocuklarının ebeveynlerinden daha kötü Almanca konuştuklarını görmekteyiz. Bu arada içlerinde Türk işyerleri, doktorları, gazeteleri, avukatları vb. barındırarak kendilerine komple bir Türk altyapısı oluşturan büyük Türk mahalleleri Türklerin en azından boş zamanlarında tamamen Türklerden oluşan bir çevrede hareket etmelerine imkan vermektedir. Almanya’daki Türklerin hemen hemen yarısı boş zamanlarında Türkçe konuşmaktadır, bu ise küçük İstanbul’un olumsuz tarafıdır. Çok kültürlülük toplum için büyük bir zenginliktir ve ancak “uzlaşma” – yani kelimenin tam anlamıyla bir uzlaşma – mümkün olduğu takdirde çıkarılabilecek büyük bir hazinedir. Bu nedenle dil öğretimine daha fazla önem vermek zorundayız. Kreşte, okulda, aynı zamanda aile içinde – ki burada özellikle anneler konusunda yapılacak oldukça çok iş bulunmaktadır.” (Konrad Adenauer Vakfı Genel Sekreteri Wilhelm Staudacher, 2004.)
        “Asimilasyon bir insanlık suçudur... Hiçbir zaman Türk toplumunu asimile etme gayreti içerisine kimse giremez.” (Tayyip Erdoğan, Köln, Şubat 2008)
        “Entegrasyon, bir ülkenin yaşam tarzına dahil olmaktır. Alman vatandaşlığı taşıyanlar, istisnasız bu ülkenin vatandaşlarıdır. Sadakat, Alman devletine aittir.” (Merkel)
        “Türkiye’de nasıl Alman dilinde eğitim veren okullar varsa ve yakın zamanda bir veya iki tane Alman üniversitesi kurulması planlanıyorsa, ‘Almanya’da da hem Türkçe, hem Almanca eğitim veren kuruluşlar niçin olmasın” (Tayyip Erdoğan, 9.2.2008)
        Başbakan Erdoğan, entegrasyon ve asimilasyon konusundaki sorular üzerine, “Avrupa’da yaşayan Müslümanların asimile edilmemesi gerektiğini’’ belirterek, ‘Avrupa’da yaşayan Müslümanlar entegrasyon istiyor. Asimilasyona gidilirse sorunlar çıkar” diye ekledi. (Norveç “Aften Posten”, 12. 4. 2005)
        “Kürt kökenli milletvekilleri! Partinizin ve ülkenin Başbakanı olan Erdoğan’ın bu çifte standartlı anlayışına, düşünce sisitemine, ahlakına bir diyeceğiniz yok mudur? Madem asimilasyona karşısınız ve bunu ’insanlık suçu’ sayıyorsunuz, neden Türkiye’deki başta Kürtler olmak üzere, diğer etnik gruplara ait insanlar asimile edilerek bu ’insanlık suçu’ işleniyor? Ve neden sizler buna sesiz kalıyorsunuz?” (Rizgari)
        “Kişinin anadilini öğrenip bu dilin imkanlarından yararlanması en temel hakkıdır. Bu hak, kişinin zihinsel ve kişilik gelişimi anlamında hayatî bir öneme sahiptir. Gerek özel, gerekse meslek yaşamında daha donanımlı olma yolunda önemli bir fonksiyona sahip olan anadil, ayrıca içinde bulunulan topluma kültürel açıdan da yeni renkler katmak anlamına gelmektedir. Kişinin kendi öz kişiliğini ve bilincini özgürce geliştirebilmesinin yolu anadilden geçmektedir.
         IGMG (İslam Toplumu Milli Görüş), dil ve kültür arasındaki kopmaz bağın yaşanır kılınması için temel düzeyde politikalar üretir ve bu alanda faaliyetler yapar. Yaşanılan toplumun dilinin öğrenilmesi ve iyi düzeyde kullanılması için mutlaka anadilin iyi bilinmesi gerçeğinden hareket eden IGMG, anadili sağlıklı bir entegrasyon için en önemli değerlerden biri olarak görür. Bilinçli bir sosyalleşme ve uyum için IGMG, anadil öğrenimi ve kullanılmasını destekler ve bunun için programlar düzenler. IGMG, anadili ve içinde yaşanılan toplumların dillerinin öğrenilmesini birbirine bağlı ve birlikte oluşturulacak kültürel dokunun temel taşları olarak görür.” (İslam Toplumu Milli Görüş)