|
14. Sayı / Kasım-Aralık 2010 |
Die Gaste
İKİ AYLIK TÜRKÇE GAZETE
ISSN 2194-2668
DİL VE EĞİTİMİ DESTEKLEMEK İÇİN İNİSİYATİF
Yayın Sorumlusu (ViSdP): Engin Kunter
diegaste@yahoo.com
|
Türkçe Yanlışları III
Dr. phil. Esin İLERİ
Bu sayıdaki “Türkçe Yanlışları“ üzerine olan makaleme başlamadan önce, gene “Die Gaste“nin 13. sayısında (Temmuz - Ekim 2010) yayınlanan makalemde ele aldığım konuya kısaca değinmek istiyorum. Bilindiği gibi, adı geçen makalemde bir durum eki olan “+da/+de“ (Lokativ) ile ilgili imlâ kurallarını yazarken bu ekin isimle beraber yazıldığını söylemiştim. Bu kural özel isimler, şehir, eyalet, ulus isimleri ve sayılar için de geçerlidir. Özel isimlerin, şehir, eyalet, ulus isimlerinin ve sayıların - her durum ekinde olduğu gibi - “+da/+de“ ekinden ayırma işareti ile ayrılması isimden ayrı yazılması anlamına gelmemektedir. Bunu, sert ünsüzden sonra “+da/+de“ ekinin “+ta/+te“ olmasını gerektiren kuralın adı geçen kelimeler için de geçerli olması ile kanıtlayabiliriz.
Bilindiği gibi, sert ünsüzler şunlardır: ç, f, h, k, p, s, ş, t (Efe paşa çok hasta). Şimdi bu kuralı örneklerle gösterelim! Kâzım’da, Güler’de, ama Ahmet’te, Yunus’ta; Almanya’da, Türkiye’de, ama İsveç’te; Ankara’da, Berlin’de, ama Düsseldorf’ta, Münih’te; Kaş’ta, Frankfurt’ta, Sıvas’ta, Sinop’ta; saat 5.00’te, saat 3.00’te, 1923’te, 1940’ta v. b.
Bu durum ekinde hem ünsüz harf, hem de ünlü harf değiştiği için, Türkçe Ders Kitabımda (Lehrbuch der türkischen Sprache) bu eki “+DA“ olarak kısalttım.
Burada bir noktaya daha değinmek istiyorum; çünkü son harfi g olan şehir isimlerinde de bu durum eki yanlış kullanılmakta ve d yerine t yazılmaktadır. Bunun sebebi g harfinin kelime sonunda genellikle k gibi telâffuz edilmesi ile ilgilidir. Örneğin Hamburg’ta veya Marburg’ta, ama doğru olan yazı şekli Hamburg’da ve Marburg’dadır.
Yapılan bu yanlışlardan çıkarılması gereken sonuç şudur. Konuşma dilinde yapılan telâffuz yanlışları ölçünlü yazı diline aktarılmamalıdır. Bilakis ölçünlü yazı dili gibi konuşmaya gayret etmemiz gerekir. Almancanın imlâ kurallarını 1748’de “Grundlegung einer Deutschen Sprachkunst“ adlı eserinde belirleyen Johann Christoph Gottsched şöyle demektedir: “Sprich, wie du schreibst!“
Bundan önceki makalelerimde değindiğim nokta, imlâ yanlışları ile anlam yanlışları yapılması üzerine idi. Bugün değinmek istediğim nokta ise, yalnız imlâ yanlışı üzerine, yani yapılan imlâ yanlışına rağmen, ne denmek istendiği anlaşılmaktadır; ama bu yanlış Türkçenin dilbilgisi kurallarına aykırıdır, onun için yapılmamalıdır. Gazetelerde çok sık rastlanan bu yanlış “–DIr-” yapım ekinin kullanımı ile ilgilidir. Önce bu ekin yapısını ve kullanımını genel olarak inceleyelim. Ekin önün-deki ve sonundaki eksi işareti (-) ekin fiil köklerine geldiğini ve fiilden gene fiil yaptığını göstermektedir. Ekte “D“ ile “I“ harflerinin büyük yazılması, “I“ ünlü-sünün büyük ses uyumuna göre değişerek “ı, i, u, ü“ olduğunu, “D“ ünsüzünün ise sert ünsüzlerden sonra “t“ olduğunu göstermektedir.
“-Dir-” yapım eki genelde ünsüzle biten tek heceli ve hem geçissiz (intransitiv, d. h. Verben ohne Akkusativobjekt), hem de geçişli (transitiv, d. h. Verben mit Akkusativobjekt) fiil köklerine gelir; geçişsiz fiillerden (intransitiv) geçişli fiil (transitiv) ve geçişli fiillerden (transitiv) ikinci derecede geçişli fiil (bunlara ettirgen fiil de denir) (kausativ) yapar.
Örnekler:
I. geçişsiz fiiller |
ğ |
geçişli fiiller (birini / bir şeyi) |
|
II. geçişli fiil |
ğ |
ettirgen fiiller (birine, birini / bir şeyi) |
art-mak (çoğalmak) |
|
art-tır-mak (etw. anheben, erhöhen) |
|
al-mak (etw. kaufen) |
|
al-dır-mak (jdn. etw. kaufen lassen) |
sus-mak (schweigen) |
|
sus-tur-mak(jdn. zum Schweigen bringen) |
|
yaz-mak (etw. schreiben) |
|
yaz-dır-mak (jdn. etw. schreiben lassen) |
küs-mek (beleidigt sein) |
|
küs-tür-mek (jdn. kränken) |
|
bil-mek (etw. wissen) |
|
bil-dir-mek (jdn. etw. wissen lassen) |
öt-mek (Pfeife: ertönen) |
|
öt-tür-mek (Pfeife, Hupe blasen) |
|
ye-mek (etw. Essen) |
|
ye-dir-mek (jdn. füttern) |
kız-mak (sich ärgern) |
|
kız-dır-mak(jdn. ärgern) |
|
kov-mak (jdn. verjagen) |
|
kov-dur-mak (jdn. rausschmeißen lassen) |
gez-mek (spazieren gehen) |
|
gez-dir-mek (jdn. zum Spazieren führen) |
|
döv-mek (jdn. prügeln) |
|
döv-dür-mek (jdn. prügeln lassen) |
dol-mak (voll werden) |
|
dol-dur-mak (etw. füllen) |
|
at-mak (etw. werfen) |
|
at-tır-mak (jdn. rauswerfen lassen) |
gül-mek (lachen) |
|
gül-dür-mek (jdn. zum Lachen bringen) |
|
dik-mek (etw. nähen) |
|
dik-tir-mek (jdn. etw. nähen lassen) |
öl-mek (sterben) |
|
öl-dür-mek (jdn. töten) |
|
|
|
|
Örneklerden de anlaşılacağı üzere “-Dir-” yapım eki değişmeksizin fiilin köküne (fiil kökü de değiştirilmeden) eklenmektedir.
Gazetelerde ise art-mak fiiline “-Dir-” yapım eki eklenince, genelde “art-tır-mak“ yerine art-ır-mak yazılmaktadır. Her ne kadar yapılan bu yanlışa rağmen, “art-ır-mak“la “art-tır-mak“ denmek istendiği anlaşılsa bile, böyle yanlışların gazetelerde yapılmaması gerekir; çünkü gazetelerin eğitim görevi de vardır. Gazetecilerin bu sorumluluklarını bilmeleri ve ciddiye almaları gerekir.
Dr. phil. Esin İLERİ
6 Kasım 2010
|
|
|