Sevgili Die Gaste çalışan ve yöneticileri,
çok değerli okurları
Cumhuriyet Halk Partisi’nin 7 Haziran seçimlerine ilişkin görüşlerini aktarmak üzere bu köşedeyim.
Ama öncelikle gazetenizi, Türk ve Alman toplumlarına çok anlamlı katkısı nedeniyle kutlamak isterim. Çünkü sosyal demokrat bir parti olarak ana dilin önemini herkesten daha iyi biliriz.
Toplumsal entegrasyona destek veririz ve fakat bu sürecin özün kaybı olmadığının da idrakindeyiz.
Sevgili Türk kardeşlerim,
Türkiye Cumhuriyeti’nin genç ve yaralı demokrasisinde her seçimin kritik sayılması doğaldır.
Ancak 7 Haziran genel seçimini diğerlerinden ayıran önemli fark ortadadır.
Türkiye bir ay sonra küresel dünyadaki yerine ilişkin bir karar verecek.
Daha açık konuşalım, Türkiye Cumhuriyeti’nin önünde iki seçenek vardır.
Ya kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün mirası çağdaş uygarlık yolunda kalacak.
Veya karanlık komşu coğrafyanın labirentinde yolunu kaybetme riskini yaşayacak.
Söylemeye gerek yok ki, yurt dışı seçmenler olarak sizler de bu karara doğrudan ortaksınız.
O yüzden, asgari vatandaşlık bilinciyle, oyunuzu mutlaka kullanmanızı bekliyoruz.
Düsseldorf-Malatya hattı,
Yurt dışındaki Türk vatandaşlarına oy hakkı verilmesinde CHP’nin katkısını en iyi yine sizler bilirsiniz. Ve fakat bu hakkın kullanımı sürecinde ortaya çıkan sorunlar giderek birikiyor.
Aklıma takılan bazı soruları sizlerle paylaşmak isterim:
Mesela Almanya’da, Hollanda’da, Fransa’da yaşayan yurttaşlarımızın oy kullanabilmeleri için İstanbul’un, Konya’nın, Trabzon’un, Diyarbakır’ın, Aydın’ın seçmen iradesinin dışarıdan gelen oylarla değişikliğe uğraması kaçınılmaz bir koşul mudur?
Veya Düsseldorf ’da yaşayan bir yurttaşımızın kullandığı oydan ötürü, söz gelişi Malatyalı bir seçmenin oy verdiği partinin bu ilde kazandığı milletvekili sayısının altına düşmesi adil bir sonuç olarak görülebilir mi?
Yurtdışında oy kullanacak seçmenler yalnızca partilere oy verebilecekleri için, bağımsız adaylara karşı büyük bir haksızlık yapılmış olmayacak mı? Diğer bir deyişle kimi bağımsız adaylar bulundukları ilde seçilmek için gereken oyu aldıkları halde dışarıdan aktarılan oylar yüzünden seçimi kaybetmeyecekler mi?
Oy verin, vekilinizi seçin,
Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu çarpık sistemi düzeltecek önerisi seçim beyannamesinde yazılıdır.
Bana göre, siyasi temsil adaletini sağlamak için iki temel ilkenin göz ardı edilmemesi gerekmektedir.
Birincisi, Türkiye dışında yaşayan üç milyon dolayındaki seçmenimiz bu temel yurttaşlık hakkından yararlanmalıdır.
İkincisi, farklı illerimizde oy veren seçmenlerin tercihleri sonucu ortaya çıkan oy dağılımı yurtdışında verilen oylardan etkilenmemelidir.
Aksi durum, Anayasa ile güvence altına alınmış olan, seçimlerin genel ve eşit oyla, adil biçimde yapılması ilkesine aykırı bir durum yaratacaktır.
Bu aykırılığı ortadan kaldırmanın yolu, bir yurtdışı seçim çevresi oluşturmak suretiyle yurtdışından gelen oylarla orantılı sayıda milletvekili seçmektir.
Bu durumda her 300 bin seçmene bir milletvekili düşeceğini hesaplıyoruz.
Dünya modeli öneriyorum
Yurtdışı seçim çevresi uygulaması pek çok ülkede mevcuttur.
Ülkemize uygun bir model geliştirmek için bu örnekleri incelemek yararlıdır.
Fransa’da 23 Temmuz 2008’de yapılan Anayasa değişikliğiyle ülke dışındaki Fransız yurttaşlarının oylarıyla 11 milletvekilinin seçilmesi kararlaştırıldı.
Bu reform Nisan 2009’da somutlaştırıldı ve ülke dışındaki her 125 bin Fransız yurttaşına bir milletvekili düşecek şekilde 11 yeni dar bölge kıtalar arasında paylaştırıldı.
Buna göre söz gelimi Kanada ve ABD’deki Fransız seçmenlerinin oylarıyla bir milletvekili; Belçika, Hollanda ve Lüksemburg’daki seçmenler tarafından bir milletvekili; Güney Avrupa, İsrail, Filistin ve Türkiye’de yaşayan Fransızların oylarıyla bir milletvekili seçilmesi karara bağlandı.
Yeni düzenleme ilk olarak 2012 genel seçimlerinde başarıyla uygulandı.
Seçim sisteminde yurtdışı seçim çevresi uygulamasına yer veren bir başka örnek de İtalya’dır.
Bu ülkede 2001 yılında çıkartılan 459 sayılı kanunun 6. maddesine göre dört adet yurtdışı seçim çevresi oluşturuldu. İtalya’da Temsilciler Meclisi’nin 12, Senato’nun da 6 sandalyesi yurtdışında yaşayan seçmenlere ayrılmış durumdadır. Adı geçen dört bölgeye önce birer milletvekili ve senatör ayrılmakta, sonra kalan sekiz milletvekilliği ve iki senatör söz konusu bölgelere buralardaki seçmen sayısıyla orantılı bir biçimde dağıtılmaktadır.
Yurtdışı seçim çevresine sahip diğer ülkeler arasında Hırvatistan, Portekiz ve demokrasiye geçiş süreci devam etmekte olan Tunus yer almaktadır. Bu uygulamayı yasalaştıran son ülke Tunus olmuştur. Düzenleme sonrası yapılan ilk seçimde 217 kişilik Kurucu Meclis’in 18 üyesi, 80’den fazla ülkede oy kullanan Tunusluların oylarıyla seçildi.
Dört yıl için yetki istiyorum
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı sıfatıyla sizlerden dört yıl için yetki istiyorum.
Eğer Başbakan olursam, ilk 100 gün ve bir yılda yapacaklarımı ilan ettim.
Başaramazsam sadece Başbakanlığı değil siyaseti de bırakacağım sözünü verdim.
Sizlerden ricam, seçim bildirgemizi iyi okuyun, bize inanın ve güvenin.
Türkiye’yi iç ve dış maceralara sürüklemek isteyenlere cesaret ve yetki vermeyin.
Yaşanacak bir Türkiye için oy kullanın.
Saygılarımla
Kemal Kılıçdaroğlu
Cumhuriyet Halk Partisi
Genel Başkanı
|