Almanya’nın nüfus olarak en büyük eyaleti olan NRW, iki yılda iki cumhurbaşkanı seçilmesi gibi, 9 Mayıs 2010 seçimlerinden iki yıl sonra 13 Mayıs 2010’da ikinci kez sandığa gidiyor.
NRW’de yapılan 2005 seçimlerinde “40 yıllık” SPD iktidarını yıkarak, %44,8 oy oranıyla hükümete gelen CDU, 2010 seçimlerinde %10,3 oy kaybedince SPD için bir kez daha iktidar kapısı açılmıştır. Oylarını ikiye katlayan Yeşiller, 2010 seçimlerinin mutlak galibi olurken, aynı zamanda SPD ile koalisyon hükümeti kurabilecek bir milletvekili sayısına (23) ulaşmıştır. Ancak SPD-Yeşiller’in milletvekili sayısı 90’da kalarak, 181 sandalyeli Eyalet Meclisi’nde çoğunluğu sağlayamayınca, SPD, Birlik partileri, FDP ve Yeşiller tarafından “demokratik parti” olarak kabul görmeyen Sol Parti’nin (Linke) dışarıdan desteğiyle azınlık hükümeti kurmak durumunda kalmışlardır.
Koalisyon hükümetinin ilk yılı, SPD ve Yeşiller ile Sol Parti’nin ortaklaştığı konularda (örneğin ek üniversite harçlarının kaldırılması gibi) yapılan icraatlarla önemsenebilecek bir sorunla karşılaşmaksızın geçti. Ancak Sol Parti’nin neo-liberal politikalara karşı “sosyal devlet” isteminin gerektirdiği sosyal uygulamalara ilişkin taleplerinin koalisyon hükümeti tarafından sürekli ertelenmesi ve neo-liberalizmin savunucusu FDP’yle işbirliğini geliştirmeye çalışması ikinci yılın siyasal manevralarla geçirilmesine yol açtı.
Sol Parti’nin, özellikle yeni bütçede yoksullara toplu taşıma araçları için 15 Euro’luk “sosyal bilet” verilmesini ve yerel yönetimlere daha fazla bütçe ayrılmasını önkoşul olarak ortaya koyması karşısında, SPD-Yeşiller hükümeti FDP’ye daha fazla yakınlaşmış ve FDP’nin dışarıdan desteğiyle iktidarını sürdürmeye çalışmıştır. Ancak Almanya çapında sürekli oy kaybeden FDP ile uzlaşmaya varamamışlardır.
Sonuçta 14 Mart 2012 günü yapılan bütçe oylamasında CDU, FDP ve Sol Parti’nin, İçişleri Bakanlığı’nın bütçesine “hayır” oyu vermesiyle birlikte hükümet kaçınılmaz olarak erken seçim kararı alındı. (NRW Eyalet Anayasası gereğince bir bakanlığın bütçesinin reddedilmesi, genel bütçenin reddedilmesi anlamına gelmektedir.)
18 milyon kişinin yaşadığı NRW’de yaklaşık olarak 13 milyon seçmen bulunuyor. 13 Mayıs seçimlerine, basının “Türk-İslam Partisi” adını verdiği, BBC’nin “Alman siyasetinde AKP gölgesi” olarak tanımladığı ve 2010 seçimlerinde 31 bin oy alan BIG’in (Yenilik ve Adalet Birliği) de aralarında bulunduğu irili-ufaklı yaklaşık kırk parti katılmaktadır. Şüphesiz seçimin “mutlak favorisi” SPD’dir. Ancak “Korsanlar” (Piraten) “tepki oyları”nı alarak ilk kez eyalet meclisine girmesi beklenmektedir. Öte yandan 2010 seçimlerinde Sol Parti’ye yönelen SPD seçmen kitlesinin yeniden “yuvaya” geri döneceği ve bu nedenle Sol Parti’nin meclis dışında kalacağı öngörülmektedir.
Türkiyeli göçmenler açısından NRW seçimleri (federal seçimler gibi), bir kez daha, seçim süresince kapılarının çalındığı, parti başkanları ile bölge adaylarının “Türk sokakları”nı ziyaret ettiği, hatıra fotoğrafları çektirildiği “güzel bir anı” olarak anımsanacaktır.
Seçimlerde partilerin gösterdikleri Türkiyeli adaylar ise şunlardır:
SPD: İbrahim Yetim, Serdar Yüksel ve Ozan Atakanı,
CDU: Serap Güler, Uğur Doğan ve Sadettin Tüzün,
Yeşiller (Grünen): Arif Ünal ve Ali Baş,
Sol Parti (Linke): Ali Atalan, Özlem Alev Demirel, Hamide Akbayır ve Yasin Kut.
|