Bilindiği gibi Türkçede bazı kelimeler yalnız canlı varlıklar (+Anim) için kullanılır; örneğin - Almanca karşılığı “das (Lebens-)Alter” olan – “yaş” (isim) gibi. Onun için Almanca “alt” sıfatının Türkçe karşılığı iki, hattâ üç kelimedir: hem “yaşlı/ihtiyar” (+Anim), hem de “eski”. Türkçe “genç <=> yaşlı” (+Anim) kelimelerinin Almanca karşılığı “jung <=> alt iken (Bkz.: Esin İLERİ: Lehrbuch der türkischen Sprache. Hamburg 2007, s. 63 ve 74), “yeni” <=> “eski” sıfatlarının Almanca karşılığı “neu” <=> “alt”dır.
Bu, Türkçenin bu alandaki zenginliğini göstermektedir. Burada “Türkçenin zenginliğini” vurgulamamın sebebi, adını vermek istemediğim bazı bilimsel çalışmalarda kelime hazinesi bakımından Almancanın Türkçeye nazaran daha zengin olduğu vurgulandığı içindir. Tabiî ki, karşılığı iki Almanca kelime olan tek Türkçe kelimeler de vardır, ama bu durum genelleştirilemez.
Buna karşılık bazı bilgisiz ve bilinçsiz Türk vatandaşları anadilleri olan Türkçeyi doğru kullanmayarak bu zenginliği fakirliğe dönüştürmektedirler. Örneğin: “Bu araba kaç yaşında?” cümlesinde olduğu gibi. Arabanın - canlı varlık olmadığı için – “yaşı” yoktur. Aynı şekilde bir araba ne “genç”tir, ne de “yaşlı/ihtiyar”dır; ya “eski”dir, ya da “yeni”dir. Eğer bir arabanın “yeni” mi, “eski” mi olduğunu öğrenmek istersek, o zaman sorulacak doğru soru “Bu araba kaç yıllık / kaç senelik”tir.
Türkçede bazı kelimeler yalnız canlı varlıklar (+Anim) için, kullanıldığı gibi, bazı kelimeler de yalnız “somut” olarak kullanılır, yani mecazî anlamı yoktur; örneğin “ev”; Almanca karşılığı yalnız “das Haus”, ama “das Heim” değil! “Ev” kelimesi de, bilhassa televizyonun spor haberlerinde yanlış kullanılmaktadır. Örnegin “Heimspiel” “kendi evinde oynamak” olarak Türkçeye çevrilmektedir. Halbuki “Heimspiel” Türkçeye doğru çevrildiği takdirde, “kendi sahasında oynamak” olması gerekir.
Bu örnekten de anlaşıldığı gibi, yanlış çevirilerle de dilimizi bozuyoruz.
Dilimize lütfen daha çok özen gösterelim!
|