|
|
|
|
Doğan HIZLAN / Hürriyet, 25 Mayıs 2009
dhizlan@hurriyet.com.tr
Göçmen edebiyatı neyi simgeler
ESSEN (Almanya)
DIE Gaste'nin 1. yıldönümü nedeniyle düzenlenen "Göçmenlerin Anadili Sorunu ve Çözüm Önerileri" sempozyumu 23-24 Mayıs 2009 günleri, Duisburg-Essen Üniversitesi'nin Essen Yerleşkesi'nde gerçekleştirildi.
Açılış konuşmalarını Genel Yayın Yönetmeni Zeynel Korkmaz, Duisburg-Essen Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Emel Huber, Essen Başkonsolosu Dr. Hakan Akbulut ve Eyalet Eğitim Bakanı Danışmanı Dr. Ahmet Ünalan yaptı.
Sempozyumda konuşma sıralamasına göre katılımcılar aşağıdaki adlardan oluşuyordu:
Prof. Dr. Emel Huber, Dr. Hakan Akbulut, Zeynel Korkmaz, Prof. Dr. İnci Dirim, Dr. Esin İleri, Dr. Songül Rolfes M.A., Dr. Asiye Kaya, Bülent Mumay, Gürsel Köksal, Ahmet Arpad, Doğan Hızlan, Prof. Dr. Dilek Dizdar, Mevlüt Asar, Yusuf Terzi, Mete Atay, Prof. Ali Uçar, Berin Uyar, Dr. Şebnem Bahadır, Koral Okan, Nihat Bozkurt.
Die Gaste'deki sempozyum üzerine başlıklı yazısında Zeynel Korkmaz, sorunu şöyle özetliyor:
"Dil ediniminde tüm yolların Roma'ya çıkmadığı kesindir. Toplumun ortak dilini öğrenme sürecinde, bu dil hariç diğerlerini yok sayan ve sürecin kendiliğinden gerçekleşebileceğini varsayan bir yaklaşımın olumsuz sonuçları günümüzde somutlaşmıştır. Anadilin edinilememesi ve soyut dil sisteminin gelişememesi olgusu, etkin ikidilliliğin oluşumunu engellerken, göçmen çocukları için karmaşık sorunlar da doğurmuştur. Almanya koşullarında anadilinin durumu, çocuk gelişimine ve eğitime olan katkısı, tarihçesi, hukuki çerçevesi, medya, tiyatro ve edebiyat ile olan ilişkisi gibi bir dizi konunun açıklanması, çözüm önerilerinin sunulabilmesi açısından göz ardı edilmemesi gereken etmenlerdir ve bu nedenle sempozyumun kapsamı içine alınmıştır."
Sempozyumun konu başlıkları, teşhis ile tedaviyi bir arada sergiliyordu:
"Anadilin soyut edinimi bağlamında önemi", "Anadili süreli yayınların işlevleri ve sürdürülebilirliği", "Göçmen edebiyatı, çift dilli yayınlar ve çeviri yayınları ", "Anadili öğretiminin ve öğretmenlerinin sorunları", "Anadili öğreniminde/eğitiminde tiyatronun yeri ve işlevi. "
* * *
ARTIK "göçmen edebiyatı" sözünü kullanmak zorunlu bir tanımlama ve sınıflama mı?
Çünkü Almanya'daki Türk nüfusunun önemli bir bölümü yerleşik bir kimlik taşıyor. Belki bu söz birinci kuşak için kullanılabilirdi ama bugün mümkün mü?
Birinci kuşağın yazarları hem edebiyat hem buradaki Türkler için çok önemli bir işlevi, görevi yerine getirdiler.
Aras Ören, Yüksel Pazarkaya, Bekir Yıldız, Güney Dal.
Yüksel Pazarkaya, kendi ürünleri dışında Türk edebiyatının önemli adlarını da Almanca 'ya çevirmekle önemli bir kültür aracılığı yaptı. Konuşmamda ben, hemen hemen Türkçe yazan, Almanya 'da yaşayan Türk edebiyatçıları ile Almanca yazan edebiyatçıları unutmamaya çalıştım.
Yazarlarımızın Almanca'ya çevrilmesi, onların okunurluğu Türk edebiyatının yaygınlaşmasını sağlamıyor.
Benim gözlemimi, Almanya'da yaşayanlar da onaylıyor.
Türkiye 'nin Frankfurt Kitap Fuarı'nın onur konuğu olması, Almanya'da yaşayan Türklere göre bir ilgi ve hareketlenme sağlamış ama şimdi durgunluk dönemine girmiş.
Başka bir ikileme değineceğim:
Biz Türkçe 'nin yeni kuşaklar tarafından öğrenilmesini istiyoruz, bütün çabalarımız bu anlayışa odaklanıyor.
Hürriyet de her zaman bu hedefe yönelmeyi destekliyor. "Türk edebiyatı okunuyor mu? " sorusuna verilen yanıtlar, edebiyatla dil arasındaki bir ayrılığı gösteriyor. Kimi uzmanlara göre, üçüncü kuşak Türk edebiyatını, Almanca çevirilerinden okuyor. Bu tavrın edebiyatın tanınması açısından bir yararı olsa da, Türkçe'nin öğrenilmemesi açısından bir yararı yok.
Birinci neslin önemini hepimiz, her vesileyle vurgulamalıyız.
Feridun Zaimoğlu, bir romanını "Altın Nesil" olarak nitelendirdiği birinci nesle adamıştı.
Çok desteklediğim, hak bilir, kadir bilir bir davranış.
İşin büyük bölümü Türk dili ile uğraşanlara, Türkçe öğretmenlerine, Türk dili, Türk edebiyatı, Türk kültürünü tanıttıkları ve yaydıkları için onlara teşekkür borçluyuz.
Sorunların çözümünde Duisburg-Essen Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü'ne büyük iş düşüyor.
|
|
|
|