Birçok eyalette, çocuklara Almancayı mümkün olduğunca erken yaşta öğretme hedefi güdülüyordu. Örnek olarak Aşağı Saksonya eyaletinde 2003 yılında temel eğitim seviyesindeki eğitim programının bir parçası olarak yuvalarda, ilkokuldan önceki son yılda ilköğretim öğretmenleri tarafından dil teşviki (Sprachförderung) uygulanmaya başlandı.
Dil teşviki yönetmeliklerine göre Aşağı Saksonya eyaleti özel durumlarda, anadilleri Almanca olmayan veya zor durumdaki dar gelirli ailelerden gelen üç ile beş yaş arasındaki çocukların dil teşviki için kaynak ayırıyor. Hedef belli; Almancanın yeterli seviyede öğrenilmesi. Peki temel seviyedeki bu dil teşviki politikası neden başarısız oldu? Bilimsel araştırmalar ve değerlendirmeler, göçmen kökenli ailelerin çocuklarındaki dil sorununun, göçmen kökenli olmayan çocuklardaki sorunlarla birçok kez aynı nedenlerden kaynaklandığını gösteriyor.
Buna göre, birçok çocukta asıl sorunun Almancayı öğrenememek olmadığı, sorunun dil öğrenmede genel olarak sıkıntı yaşadığı görülüyor. Yani; Almancayı henüz bilmeyen, ancak sorunsuz dil öğrenme kabiliyetine sahip olan bir çocuk, gayet hızlı şekilde ve özel dil teşviki uygulamasına gerek duyulmadan Almancayı öğrenebilir. İşte bundan dolayı hiçbir tehşis konmadan göçmen kökenli çocukları dil teşviki uygulamalarıyla işlemek, yanlış. Yuvalarda eğitimli eğitmenlerin, Almancanın bilinip bilinmediğini veya gerçekten de dil öğrenmede genel ve temel bir sorunun olup olmadığını tehşis edebilmelidir.
Göçmen kökenli olmayan çocukların sayısı, dil teşviki uygulamalarında artması en azından bu görüşü destekler nitelikte. Aşağı Saksonya’daki siyasetin arka planında şu ana kadar yürütülen uygulamanın yeterli seviyede ihtiyaca yönelik olmadığı kabul ediliyor ve şu anda yönetmeliklerde değişikliğe gidiliyor. Bakalım karşımıza sonuç olarak ne çıkacak. Umarım çocuklarımız için hayırlı ve faydalı olur.
|